Video, güçlü bir “storytelling” aracıdır! Markanızın promosyon niteliği taşıyan kampanyalarında, etki uyandıran fikirlerin paylaşımında, deneyimsel içerik eforlarınızda yalnızca öncelikli bir tecrübe alanı olarak kalmaz.
Bunun ötesinde video; ses, hareket ve görselin duygusal olarak kendini bütünlediği bir kombinasyondur. Bir görsel ürün olarak, markanızla takipçileri arasında daha derin, daha memnun edici ilişkiler kurmanızda size büyük katkı sağlar.
Video Değerlidir!
Videolar, içerik pazarlama profesyonelleri için en çok tercih edilen araçtır. Taktikseldir. Çünkü çok yönlü bir içeriktir ve doğru bir ifadeyle, bir kaldıraç gücü gibi işlev görür. Bu çok yönlülüğü ve niteliklerini açmak gerekirse, video içerik: İster uzun, ister kısa formatta hazırlanmış olsun, daima etkilidir! 6 saniyelik bir Vine videosu da öyle, uzun bir belgesel film de. Bir parça ifadeden başlayarak devam eden süreçte, seri bir konuşma yaratarak zamanla kendisini büyütür. İster ana mesajı veren bir kaynak gibi, ya da istenirse reklam öncesi bir atıştırmalık gibi de kullanılabilir. Herhangi bir içerik platformunda, bir görsel olarak sürekli gelişim gösterir! Örneğin; web-siteniz, blog adresiniz, YouTube gibi üçüncü parti kanallar, e-mailiniz, SlideShare iç sunum platformlarınız ve webinarlar… gibi. Hem masa üstü hem mobil ortamda tüketilmeye tamamen uygundur.
Diğer ilgili içerik çalışmalarınıza uygun olarak; revize edilebilir, yeniden hedeflenebilir ve tekrar paylaşılabilir.
Dilediğiniz süre boyunca arşivleyebilirsiniz. Ya da isterseniz, Meerkat ve Periscope gibi canlı yayın mesaj platformları kullanarak anlık da üretebilirsiniz.
Facebook, Twitter, Instagram ve Snapchat dâhil, sosyal ağlarda canlı olarak paylaşabilirsiniz.
Tabii ki video, hikâyenizi anlatırken her zaman tek tercihiniz olmayacaktır. Bu noktada doğru karar verebilmek için kendinize şu soruyu sorun: “Eğer görselin ve sesin faydalarını kullanmazsam, hikâyenin anlatımı eksik kalır mı?” Cevabınız evetse, mutlaka video formatını tercih edin!
Bir pazarlama uzmanı görüşüyle belirtmek gerekirse video, format olarak çok geniş bir yelpazede yaratıcılık ve strateji olanağı sunar. Görselin kullanımıyla birlikte stratejik pazarlama hedeflerinize kolayca ulaşırsınız. İzleyicilerinize eşsiz, eğlenceli bir deneyim yaşatabilirsiniz. Böylelikle pozitif, sürekli hatırlayacakları bu deneyimle, hedef kitlenizin markanızla ve markanızın ne için var olduğuyla ilgili bağ kurmasını sağlarsınız. Video, text formatın tek başına başaramayacağı bir şekilde, duygusal ton oluşturmanıza yardımcı olur. Özellikle, izleyicilerinizi eğitmek istiyorsanız; kredinizi artıran, sizi hayati bilginin güvenilir kaynağı yapan mükemmel bir platformdur.
Video içerik, markayı geliştirmenin ötesinde, takipçilerinizin amaçlarına ulaşmalarına da yardımcı olur. Konu anlatımları, ürün demoları, süreç rehberleri ve diğer pratik kaynakların anlatılmasında oldukça idealdir. Böylece, müşteriye vaat edilen değer, sonraki süreçlerde kendini devam ettirir ve marka vaadini canlı tutar!
Video yatırımından en iyi sonucu elde etmeniz için 9 ipucu:
1. Sadece ürüne değil, sürece de yatırım yapın: Video stratejiniz kendince bağımsız değildir, onu içerik pazarlama stratejinizin bir parçası olarak görün. Özellikle de ölçümleme konusunda! Böylece harcadığınız bütçeyi daha akıllıca kullanabilirsiniz.
2. Asıl amacınızı daima aklınızda tutun: Farkındalık yaratmak ya da başka bir amaç olsun, ürettiğiniz video mutlaka bir amaç içermelidir ve bu amacın içini doldurmalıdır. Video başarısı genellikle izlenme sayısı ile ölçülür ve videonun izlenmesinden sonra tüketicinin aksiyon alıp almadığı göz ardı edilir. Bu hataya düşmemek için tasarımınıza, izleyiciyi sonraki adımına yönlendiren bir “call to action” mutlaka ekleyin.
3. İzleyicinin ilgisini çeken bir senaryonuz olsun: Video içeriğin; ağır jargonlarla, karmaşık fikirlerle izleyiciyi sıkmaması gerekir. Bir kerede çok fazla hedefe odaklanmayın. Bu hataya düşmemek için; anlaşılır, izleyiciyi zorlamayan bir senaryonuz olmalıdır.
4. Yayınlamakla paylaşmak arasındaki farkı bilin: Video içeriğinizi herkesle paylaşmadan önce bir ana platform belirleyin. Bunun için iki yol var. Birincisi; Vimeo, Brightcove ya da Wistia gibi video platformları kullanarak kendi web-sitenizde yayına çıkmak. Diğeri de YouTube gibi popüler bir video dağıtım platformu kullanmak. Bu kanallar ücretsiz olmakla birlikte, sundukları araçların kullanımı kendi sunucunuzdakinden çoğu kez daha kolaydır.
5. Sosyal kanallarda doğru sahnede konumlanın: Videonuzu her yerde mi yoksa belirli sosyal kanallarda mı yayınlamalısınız? Bu sorunun cevabı, birçok dağıtım kanalında da aynı olduğu gibi, müşterinizin kişilik özelliklerinde yatıyor. Yani, hedef kitlenizi, internette ne zaman nerede vakit geçirdiklerini, hangi görevler için hangi kanalları seçtiklerini iyi bilmelisiniz.
6. Transkript ekleyin: Arama motorları, video içeriğini indekslemede, text içerikte olduğu kadar adapte değil. Videonuz içerisinde transkript olması, SEO açısından endişelerinizi ortadan kaldıracaktır.
7. Tag eklemeyi unutmayın: Video içeriğinize; ilgili tag’ler, başlıklar ve açıklamalar mutlaka ekleyin. Böylece hedef kitlenize içeriğinize kolaylıkla ulaşabilmesi için anahtar kelimeler bırakmış olacaksınız.
8. Videonuzu takipçilerinize, fanlarınıza ayrıca duyurun: Hazırladığınız video içerikten alınmış bir ekran görüntüsünü, e-mail aracılığıyla takipçilerinize ve fanlarınıza iletebilirsiniz. Hatta geri besleme talep edebileceğiniz bir tartışma ortamı bile yaratabilirsiniz.
9. Dikkat aralığını önemseyin: “Engagement data”, yani bağlılık verileri hedef kitlenizin tercihleri ve davranışları hakkında önemli iç görüler sağlayabilir. Bu verileri kullanarak video stratejinizi mükemmelleştirebilirsiniz. Örneğin, eğer izleyicilerin çoğu 10’uncu saniyeden sonra dikkat dağınıklığı eğilimi gösteriyorsa, videonuzun giriş bölümünü kısaltmak gibi bir iyileştirme yapabilirsiniz.
Özet olarak, video içeriğini başarılı bir içerik pazarlama stratejisinin yüksek performans gösteren önemli bir öğesi olarak konumlandırmak, yoğun çaba gerektiriyor. Fakat doğru bir planlama, biraz yaratıcılık ve biraz da akıllıca kararla, video içeriğin güçlü potansiyelinden her işletme yararlanabilir. Böylece müşterileriyle bağ kuran hikâyeler paylaşabilir ve onlara aksiyon almaları adına ilham verebilirler!